- işitmek
- saraylarda hanlar 1çin kurulan, büyük çanak gibi ayaks ız sofra I, 107
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini. 2009.
işitmek — i 1) Kulakla algılamak, duymak Doktorun sesini işitince koştu, yanakları kırmızı, gözleri parlıyordu. H. E. Adıvar 2) Haber almak 3) nsz Kendisine söylenilmek Gayet sert bir adam olan hesap hocasından boyuna azar işitiyordu. O. C. Kaygılı … Çağatay Osmanlı Sözlük
isitmek — ısıtrnak; ısıtmaya tutulmak I, 209, 210 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ağır işitmek (veya duymak) — kulakları iyi işitmemek, az işitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
söz işitmek — laf işitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
azar işitmek — azarlanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
methini işitmek (veya duymak) — ününden haberdar olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kulağı ağır işitmek — kulağı iyi işitmemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
laf işitmek — azarlanmak, birisi kendisine darılmak Kaç kere laf işittim bu yüzden, sineye çektim. A. Kulin … Çağatay Osmanlı Sözlük
GUŞETMEK — İşitmek. Dinlemek, kulak vermek, mesmu olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
SEM' — İşitmek. Kulak ile dinlemek. * Kurdun sırtlandan olan eniği … Yeni Lügat Türkçe Sözlük